Ekonomik Görünüm, Toplu Konut Hamlesi ve Yabancı Yatırımın Yeni Rotası
15 yıldır bu sektörün tozunu yutmuş, sayısız kriz ve yükseliş döngüsüne şahit olmuş bir gayrimenkul profesyonelinin görüşlerine başvurduk; Türkiye’deki emlak piyasası her zaman dinamik ve sürprizlere açık olmuştur. Son veriler ve ekonomik göstergeler, sektörün bir kez daha önemli bir dönüşümün eşiğinde olduğunu gösteriyor. Enflasyonla mücadele politikalarının ekonomik göstergeler üzerindeki etkisi, toplu konut projeleriyle artırılmaya çalışılan arz ve yabancı yatırımcıların azalan ancak niş alanlara kayan ilgisi, 2025 yılına giden yol haritamızı belirliyor. Piyasanın ruhunu anlamak için sadece bugüne değil, geçmişten gelen mirasa ve geleceğe dönük beklentilere de bakmalıyız.
TÜİK verilerine göre, 2025 yılının ilk çeyreğinde yıllık bazda %2,0 gibi daha zayıf bir büyüme kaydetmemize rağmen, inşaat üretimi Ağustos 2025'te yıllık %25,0 artışla sektörün canlılığını koruduğunu gösteriyor. Ancak madalyonun diğer yüzünde, Tüketici Fiyat Endeksi'nin (TÜFE) Eylül 2025 itibarıyla %33,29'luk yüksek seyri, gayrimenkulün bir yatırım aracı olarak enflasyondan korunma rolünü güçlendirirken, yüksek kredi faiz oranları ile birlikte ipotekli satışları da etkiledi. Ne var ki, son dönemde ipotekli satışlarda yaşanan hızlı artışlar, faizlerdeki stabilizasyon beklentisi ve sektöre yönelik kampanyaların etkisiyle Mayıs 2025'te bir önceki yıla göre %95,9'luk rekor bir artışla (19.412 adet) dikkat çekti. Ancak unutmamalıyız ki, Haziran 2025 itibarıyla Konut Fiyat Endeksi'nin reel bazda %2,4 düşüş kaydetmesi, konut fiyatlarının nominal olarak artsa da reel değerinin azaldığını ve piyasada bir "düzeltme" eğilimi olduğunu gösteriyor.
Devletin Toplu Konut Hamlesi ve Arz Yaratma Çabası, Hükümetin "İlk Evim İlk Arsa" gibi kapsamlı toplu konut projeleri, özellikle dar ve orta gelirli vatandaşların konuta erişimini kolaylaştırmayı hedefliyor. 2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nda kentsel dönüşümün hızlandırılması ve depreme dayanıklı yapı stokunun oluşturulması öncelikler arasında. Bu projeler, bir yandan sosyal ihtiyacı karşılarken, diğer yandan inşaat sektörüne can suyu sağlamaktadır. Ancak bu devasa arzın, piyasadaki fiyat istikrarına etkilerini ve nitelikli yapı standartlarının korunup korunamayacağını yakından izlemek gerekiyor.
Zaman zaman sektörün gidişatını Yabancı yatırımcılar belirlemiştir. Halen Yabancı yatırımcılar Türk gayrimenkul piyasasının önemli bir dinamiği olmayı sürdürüyor, ancak konut satışlarındaki payları son dönemde bir miktar geriledi. Ağustos 2025 verilerine göre yabancılara yapılan konut satışı 1.810 adetle toplam satışların yalnızca %1,3’ünü oluşturdu. Bu düşüşte vatandaşlık için belirlenen yatırım limitinin yükselmesi ve ekonomik belirsizlikler etkili oldu. Eskiden konut alımlarının lokomotifi olan yabancı yatırımcı, artık ticari gayrimenkul ve niş projelere, özellikle de yüksek kira getirisi vadeden lüks konutlara ve kurumsal kiracılı ticari birimlere yönelme eğilimindedir. İstanbul, Antalya ve Mersin hala popüler merkezler olsa da yatırımcılar artık getiri potansiyeli daha yüksek ve riskleri daha yönetilebilir ticari mülklere daha fazla odaklanıyor.
Emlak sektörünün geçmişi, büyük ölçüde kentsel dönüşüm ve inşaatın lokomotif sektör olması üzerine kuruludur. Ancak gelecek, artık beton yığınlarından çok daha fazlasını ifade ediyor. Sektör, sürdürülebilirlik, akıllı teknolojiler ve dayanıklı yapılar ekseninde dönüşüyor. 2025 beklentileri, ofis piyasasında hibrid çalışma modelleri ve esnek ofis alanlarına olan talebin artacağını, ticari gayrimenkulde ise lojistik ve veri merkezlerinin ön plana çıkacağını gösteriyor. Gelecekte başarılı olmak, yeşil bina sertifikalarına, enerji verimliliğine ve teknoloji entegrasyonuna yatırım yapmaktan geçiyor.
Gayrimenkul piyasası, 2025 itibarıyla, yüksek enflasyon ortamında arz-talep dengesizliklerinin ve ekonomik istikrarsızlıkların gölgesinde, fakat aynı zamanda büyük bir dönüşüm potansiyeli taşıyor. Piyasalar dalgalansa da doğru konum, doğru fiyat ve doğru vizyonla yapılan gayrimenkul yatırımı her zaman kazandırmıştır.
Yerli yatırımcı için, toplu konut projeleri ve kentsel dönüşüm fırsatları, ilk ev sahipliği veya uzun vadeli ve nispeten güvenli yatırım için hala kritik öneme sahip. Yabancı yatırımcılar için ise konuttaki daralma, yüksek katma değerli ticari gayrimenkul ve niş alanlardaki fırsatlara kapı aralamaktadır.
Önümüzdeki dönemde sektör, yalnızca inşaat faaliyetleriyle değil, aynı zamanda teknolojik inovasyon, sürdürülebilir kentsel planlama ve afetlere dirençli yapılar ile büyümeye devam edecektir. Gayrimenkul yatırımcıları ve profesyonelleri olarak, bu dinamikleri doğru okumalı, kısa vadeli kazançlar yerine uzun vadeli değer yaratmaya odaklanmalıyız. Türkiye'nin gayrimenkul potansiyeli yüksek, ancak pusulasını bilimsel verilere, sürdürülebilirliğe ve geleceğin trendlerine göre ayarlayanlar, bu zorlu denizde başarılı olacaktır.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.